6 Ekim 2015 Salı

yeni kararlar aldım..,

beyazyakalı bir amerikalı olmaya karar verdim..
kadıköyde yaşayan,
elit bir
bağkur emeklisi olsam da..
iki sabahtır hayatımda ilk kez kahvaltıdan önce

kahve içiyorum..
zorunluluktan..
evde ekmek olmadığından ve pasta olduğundan..!
ironi falan yapmıyorum..
marie’ye atıfta falan da bulunmuyorum.
günahını almışlardır onun da..
öyle bir söz söylememiştir ya, neyse..
annemin misafirlerinden artakalan pastalar geldi bana.
pasta - çay en büyük kasabalılık olduğundan,
mecburen iki sabahtır kahve yapıyorum pastaların yanına..
lungo-lungo espresso..
italyan asıllı amerikalı,
kadıköyde yaşayan,
elit bir bağkur emeklisi olarak..
bazı eksikler yok değil hayatımda tabii..
halâ kahve makinasına kahveyi koyup,
kendim yapıyorum..
ben istemez miydim penceresi dışarı bakan
lavabonun hemen sağında,
ne idüğü belirsiz bir zamanda
kim olduğu belirsiz bir kişi tarafından
yapılmış hazır bekleyen
filtre kahveyi muguma doldurup içmeyi.
isterdim tabii
italyan asıllı amerikalı,
kadıköyde yaşayan,
elit bir bağkur emeklisi
eşsiz laik biri olarak.. (eşsiz laik’i her iki anlamda da okuyunuz..)
eksikler bununla da kalmıyor tabii..
eşsiz değil de, eşli biri olsaydım mesalâ,
eşsiz italyan eşim erkenden kalkmış ve eşsiz bir kahvaltı sofrası
hazırlamış olsaydı..
Gorgonzolalar, Mozzarellalar,
scamorza fümeler, tallegio donuk peynirler,
prosciutto’lar, bacon’lar, yanısıra memleketten gelen
pastırmalar, domates, sivri biber, acukkalı,
beş çeşit ekmekli, bazlamalı kahvaltı sofrasına
şöyle bir bakıp,
“çıkmam lâzım” diyerek elimdeki filtre
kahvemden bir yudum alarak
mugumu masaya bırakıp,
kravatımı düzelterek çantamı elime alıp
eşsiz italyan eşimi tek yanağından öperek
(bu önemli, tek olacak.. iki yanaktan da öpmek, kasabalılıktır)
kapıdan çıksaydım..
türkiyede büyümüş,
italyan asıllı amerikalı,
kadıköyde yaşayan,
elit bir bağkur emeklisi
eşsiz laik biri olarak…
her şey aynı anda olmuyor tabii..

Hiç yorum yok: