28 Temmuz 2012 Cumartesi

İslami çevreler niçin Budizm'den korkuyor?




İslami çevreler niçin Budizm'den korkuyor? Bu nefret kampanyası niye?


Son zamanlarda feci bir "Budistler müslümanları kesiyor" kampanyası yürüyüp gidiyor. İş artık "dine küfretmek" seviyesine geldi. Hz Muhammed karikatürleriyle deliye dönen çevreler şimdi katil Buddha karikatürleriyle coşuyor. Her iki dine de yakın biri olarak, bu cehalet seli içinde bir kaç bilgiyi paylaşmakta fayda var...


- Müslümanları kesen Budistler değil Myanmar'ı 25 sene önce darbe ile yönetime gelen askeri cunta. Myanmar uzun süredir insan hakları ihlallerinin en yoğun yaşandığı ülke. Askeri cunta sadece Müslümanları değil Budistleri de kesiyor. Sadece bir kaç sene önce devlet terörüne karşı gösteri yapan ve şiddetin sonlandırılmasını isteyen Budist rahipler kendi pagoda'larında katledildi.
http://en.wikipedia.org/wiki/Burma#2007_Burmese_anti-government_protest

- Sosyal medyada paylaşılan, Budist'lerin müslümanları öldürdüğünü söyleyen çoğu resim Myanmar'dan bile değil. Mesela Çindeki büyük deprem sonrası (2010), yardıma giden ve oradaki

onbinlerce kurbanı defneden Tibetli rahipler, sanki binlerce müslümanı katletmiş gibi gösteriliyor.
http://blogs.tribune.com.pk/story/12867/social-media-is-lying-to-you-about-burmas-muslim-cleansing/

- Budizm inanışı sadece insanların değil, kendi iradesi olan hiçbir canlının öldürülmemesini emreder. Hem de öyle "yaşam kutsaldır" geyiği ile değil. Tek bir sineğin öldürülmesinin bile bir sonraki yaşamda cehennem azabı getireceğini söyler. Dalgınlıkla bir sineği öldürdüğü için bir sonraki yaşamında kendi çocukları acı içinde ölen azizlerin korku hikayeleriyle doludur Budist külliyatı. Budizm'de et yemek dahi yasaktır.

- Budizm mutlak şiddetsizliği savunur. Size zarar veren birine karşı, kendinizi korumak için dahi şiddet kullanmanızı yasaklar. Budizmin lideri olarak görülen Dalai Lama, 1950'lerde ülkesini işgal eden, 6000 masatırı yıkan, bir milyon Tibetliyi öldüren, komünist Çin rejimine karşı tek bir şiddet eylemi dahi gerçekleştirilmemesini emreder. 60 senedir sadece barışçı yollarla ülkesini bağımsızlığına kavuşturma çabasındadır.

- Budizm diğer dinlerle barış içinde olmayı savunur. Her dine saygı gösterir ve el üstünde tutar. Özellikle Tibet Budizmi geleneğinden gelen hiçbir Lama'nın başka bir din hakkında tek bir kötü söz sarf ettiğini göremezsiniz. Taliban rejimi Budistlerce çok kutsal sayılan binlerce yıllık dev Buddha heykellerini yok ettiğinde, Budizm'in en eski okulunun yöneticisi ve en yüksek seviye rahip olarak görülen Karmapa "Bu bizim İslam ile daha güçlü bağlar kurabilmemiz için bir fırsattır" demiştir.

- Myanmar'da insan hakları ihlalleri 25 senedir sürüyor. Nobel barış ödülü sahibi Aung San Suu Kyi'nin inanılmaz bir şiddetsiz demokratik mücadelesi var. Ve 25 senedir Myanmar halkı, Budisti, Müslümanı bu askeri rejim altında acı çekiyor. Batılı ülkeler bu çığlığı duyup hiçbirşey yapmıyorlar. Ancak islam alemi bugüne dek bu çığlığı duymamıştı bile. Myanmar umurlarında bile değildi. Bugün de oradaki insanların acı çekmesi, yaşadıkları umurlarında değil. Sadece belli çevreler Budizm'e saldırabilecek bir hikaye bulmanın coşkusu içinde.

- Peki kim bu çevreler? İslam'ı bir barış ve kardeşlik dini olarak görmeye dayanamayan çevreler. İslam'ı düşmanlığa dayalı, şeriat kılıcının keskin biçtiği, dinin halkın üzerinde karanlık bir bulut olarak dolaştığı haliyle hayal edenler. Müslüman olmayanı insan görmeyenler, oruç tutmayanı taşlayanlar, İslam'ı bir terör dini haline getirmek isteyenler. Gerçek İslam'ın düşmanları.

- Peki nedir bu çevrelerin derdi? Budizm'in tamamen şiddetsiz, nefretsiz ve diğer dinlerle barış içinde olmasına dayanamıyorlar. Yahudi ve Hristiyan çevrelerde kendileri gibi, kendi düşmanlıklarını karşılayan ve besleyenleri bulabiliyorlar. Ancak tamamen barış içindeki bir din onlara kabus gibi geliyor, çünkü savundukları herşeyin karşısında güzel ve temiz bir örnek olarak dikiliyor. Bu resme dayanamıyorlar. Aynı 1950'lerde komünist Çin'in iki yüzlü mimarı Mao'nun dayanamadığı gibi. Onlar da Mao'nun yolundan yürüyor, her kötünün yaptığını yapıyor, en büyük silaha, yalana başvuruyor.Tugbek Olek