28 Aralık 2012 Cuma

Ebussuud Efendi insanlık dışı bir katil miydi?


Muhteşem Yüzyıl dizisinde barışçı, adaletli ve eşitlikçi bir kadı olarak gösterilen Ebussuud efendi ile, suçsuz günahsız milyonlarca Alevi-Türkmen hakkında “nerede bulursanız toplu veya tek tek olsun derhal katledin” diye dini fetvalar veren kişi aynı kişi midir?
Hatırlarsanız dizide daha önce yayınlanan bir bölümde İbrahim Paşa, Ebussuud'a Yunus Emre hakkındaki düşüncesini sorduğunda “İbrahim Paşa, Yunus Emre’nin şiirlerini okuyanların hakkı idamdır” demişti. Yunus Emre’nin ve Hacı Bektaş Veli'nin acımasız düşmanı olan Ebussuud Efendi'yi en iyi araştıran kişi Ertuğrul Düzdağ’ın “şeyhülislâm ebu suud efendi’nin fetvâlarına göre kanunî devrinde osmanlı hayatı” adlı eserinde alevilerle ilgili fetvadan bazı bölümler..(günümüz türkçesi ile)

soru: kızılbaş topluluğunun, dine göre topluca öldürülmesi helal midir? bunları öldürenler gazi, bu öldürme sırasında ölenler de şehit olur mu?
cevap: kızılbaşların topluca öldürülmeleri elbette dinimize göre helaldir. bu, en büyük, en kutsal savaştır. bu yolda ölmek de şehitliğin en ulusudur.

soru: vurulan kızılbaşlar arasında esir olanlardan bazıları ermeni olsa kurtuluşa erer mi?
cevap: kurtulurlar, bu takdirde ermeniler kızılbaş askeriyle islam askeri üzerine gelip savaşmış olmayacak; şeraite göre esir almak yoktur.

soru: “muâviye hayırlı kişi değildir” dese, şer’an zeyde ne ceza verilir
cevap: ta’zir olunur. “ (tazir dayaktan idama kadar hakimin takdir edeceği cezadır.)

Kısacası Osmanlı Şeyhülislamı Ebussuud Efendi Türkmen-Alevi halkı için demektedir ki : “… Bu yüzden bütün Kızılbaşların, büyüğü küçüğü ile, kentleri ve eserleriyle yok edilmeleri şarttır. Bunların kafir olduğundan kuşku duyanlar da kafirdir. Bunların tövbeleri kabul edilemez . Elbette boyunlarının kesilmesi gerekir…. Kızılbaşların öldürülmeleri diğer kafirlerin yok edilmelerinden daha önemlidir."

ayrıca,  burada bahsettiğim ve geçenlerde 10. Sınıf Edebiyat Kitabı'ndaki Yunus Emre şiirinden çıkartılan son dörtlük ile ilgili söyledikleri.

Soru : Bir tekkenin mescidinde ,değişik kişiler genç oğlanlar toplanıp nağmelerle ,tevhit ederken ( tanrısal şiirler okurken) “ Cennet cennet dedikleri,bir ev ile birkaç huri/ İsteyene ver sen anı, bana seni gerek seni ( Yunus Emre’nin şiiri)” şeklinde beyit okusalar…dinsel olarak ne yapmak gerekir?
Cevap: Bunların halleri ve sözleri tam anlamıyla fuhuş olduğu gibi,cennet hakkında dedikleri kötü sözler de açık bir küfürdür. Bu kişilerin öldürülmeleri yasalara uygundur.Bu inançtan dönmezlerse kesinlikle öldürülmelidirler.
Buradan çıkan sonuç da; Milli Eğitim Bakanlığımızın bugün de Ebussuud Efendinin fetvası ile hareket ettiğidir..
Soru: Bir kişi açıktan açığa Ramazan gününde yemek yerse sorgulaması sırasında (itiraz ederse ) bu sözünde direnirse ,ona ne yapmak gerekir.
Cevap: Elbette öldürülmesi gerekir…( Baki Öz : “Alevilikle İlgili Osmanlı Belgeleri “ kitabı sayfa 114-119 arası)
Sonuç olarak şunu söyleyebilirim ki; Başbakanımızla gerekçeleri konusunda olmasa da, bu dizinin gerçekleri yansıtmadığı, tarihi kendine göre çarpıttığı konusunda hemfikiriz..m.b.ce

Hiç yorum yok: