size bugün bir binadan söz edeceğim. “inat evi”..
daha sonra bahsedeceğim Sarajevo Kütüphanesinin
hemen karşısında.
o kütüphane ki; bir bölümü kıymetli el yazması olan yaklaşık 6 milyon esere ev sahipliği yapar ve "ülkenin hafızası" olarak kabul edilirken Ağustos 1992'de şehri kuşatan Sırpların yoğun ateşiyle çıkan ve 3 gün süren yangın sonucu iki milyon eserini kaybeden bir kütüphane..
Restorasyon çalışmaları 20 yıl sürmüş ve Mayıs 2014'de yeniden açılmış. ben sizin için ziyaret ettim ve fotoğrafladım..
gelelim şimdi İnat Evi’ne..
bu ev ile kütüphane arasında sadece bir köprü var..
“inat” boşnakça inat demek.! “kuca” ise ev..
Osmanlıdan sonra şehri işgal eden Avusturya İmparatorluğu nehrin kıyısında belirlediği yere görkemli bir bina inşaa etmeye karar veriyor..
ancak imparatorluğunun sembolü olacak bu binayı yapacağı yerde bir boşnağın evi vardır..
evin sahibi binasının yıkılmasına karşı çıkar.
kendisine evin değerinden daha yüksek bir meblağ altın verilmesine rağmen..
adamın boşnak inadı tutmuştur bir kere.
nuh der peygamber demez..
uzun süren dayatmalar sonunda evinden çıkmayı altınlar karşılığında kabul edeceğini ama bir "küçük" şartının olduğunu söyler..
ev; taş taş, tuğla tuğla tüm ahşap malzemeleriyle hemen karşıya taşınacak ve aynen inşa edilecektir.
Avusturyalılar bunu kabul ederler.
ve adamın evini aynen nehrin karşı kıyısına inşaa ederler..
Boşnaklar o evin adını "İnat Kuca” koyarlar..
Şimdi iyi bir restoran..,
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder