Doğduğum, büyüdüğüm ve halen oturmakta olduğum semtim Yeldeğirmeni ile bir kez daha gurur duydum..
6-7 Eylül olaylarında Burgaz adasından gayrı, gözü dönmüş talancıların bulaşamadığı nadir yerlerden biriydi mahallem..
sanırım biz müslümanlar o zamanlar Yeldeğirmeninde "azınlıktık" komşularımız hep yahudi, ermeni, rumdu..
ben de Matmezel Marika'nın evinde doğdum ve iki katlı ahşap evin üst katında otururdu Marika..
6-7 Eylül Yeldeğirmeninde şöyle geçmiş..
6-7 Eylül olaylarında Burgaz adasından gayrı, gözü dönmüş talancıların bulaşamadığı nadir yerlerden biriydi mahallem..
sanırım biz müslümanlar o zamanlar Yeldeğirmeninde "azınlıktık" komşularımız hep yahudi, ermeni, rumdu..
ben de Matmezel Marika'nın evinde doğdum ve iki katlı ahşap evin üst katında otururdu Marika..
6-7 Eylül Yeldeğirmeninde şöyle geçmiş..
"1955 yılının Eylül ayında ‘Selanik’te Atanın evi bombalanmış’ şeklinde çıkan gazete haberiyle o zamanki terimle halk galeyana getirilmişti. Bu şekilde 6-7 Eylül günlerinde Gayrimüslimlerin işyerlerinin yağmalanması sağlanmıştı. Daha çok Beyoğlu, Kadıköy gibi önemli çarşılarda dükkânlar yağmalanmıştı. Ancak kenar semtlerde de bu tip yağmalanmalar yaşanmıştı maalesef.
Yağmacılar semtlerde dolaşarak oralarda da eylemlerini yapmışlar, bu anlamda Yeldeğirmeni’ne de gelmişlerdi. Kadıköy tarafından gelen yağmacılar Halitağa Caddesinden Karakolhane Caddesine girmişler ve Şahap Gürler Caddesinden çıkmışlardı.
Yeldeğirmenliler caddenin Çarşı olan bölümünde nöbet tutmuşlar, hepsi aynı zamanda komşuları olan,
Yağmacılar semtlerde dolaşarak oralarda da eylemlerini yapmışlar, bu anlamda Yeldeğirmeni’ne de gelmişlerdi. Kadıköy tarafından gelen yağmacılar Halitağa Caddesinden Karakolhane Caddesine girmişler ve Şahap Gürler Caddesinden çıkmışlardı.
Yeldeğirmenliler caddenin Çarşı olan bölümünde nöbet tutmuşlar, hepsi aynı zamanda komşuları olan,
Gayrimüslim esnafların dükkânlarının yağmalanmasını önlemişlerdi. Bilemiyorum ama belki de yağmacıların isteklerini gerçekleştiremediği tek semtti Yeldeğirmeni. Ancak semtten çıkmak için Haydarpaşa Çayırı tarafına yürüdüklerinde Karakolun bir altındaki Macid Erbudak Sokağının köşesinde bulunan Rum kökenli Pandelli’nin bakkalını görmüşler ve orayı yağmalamışlardı. Semtin insanları Çarşı olan bölümdeki dükkânları korurken uzakta kalan Pandelli’nin dükkânını unutmuşlardı. Bu sebepten Semtte yağmalanan tek dükkân Pandelli’nin bakkalı olmuştu.
Mesut Günsev de bir bir yazısında yukarıdaki olayı doğrular ve ekler..;
"kadıköy yeldeğirmenli gençler de dükkanların önünde nöbet tutarak çapulcuların yağmasına müsade etmemişlerdir.sadece semtin alt kısmında kalan pandelinin dükkanı gözden kaçmıştı...pandeli amca bunu kabullenemedi sonra ibrahimağadaki bostan kuysuna kendini atarak hayatını sonlandırdı..mahalle sakinlerinin de desteği ile çocukları uzun süre dükkanı yaşattılar.rahmetli babam da kendine göre semtin en stratejik dükkanı! -annem evde içilmesine müsaade etmediğinden -her akşam demlendiği yorgo amcanın meyhanesini koruyordu.."bir ara annem git bak "dedi..babam dükkanın önünde bir taburede oturuyor..elinde nereden bulduğunu hala bilmediğim evdeki beyzboll sopası ..vitrine küçük bir türk bayrağı asmış..gelen çapulculara" dükkan benim "demişti ...o meşum gece çocukluk anılarımdan hiç silinmemiştir..ama semtimizin insanları ile de gurur duyarım..."
Bu olay yaşandıktan bir süre sonra Pandelli intihar etmişti. Onu tanıyanların anlattıklarına göre Pandelli dükkânının yağmalanmasını bir türlü içine sindirememişti.
Pandelli’den sonra Bakkalı oğlu Lambo çalıştırmıştı. Gerek Pandelli gerekse oğlu Lambo bütün bakkallar gibi veresiye defteri tutarlardı. Ancak onların dükkânında isteyen müşteri kendi veresiye defterini kendi tutar, aybaşında ‘Şu kadar borcum var.’ Diyerek hesabına ödeme yapardı. Pandelli’nin diğer iki oğlundan biri olan Kleo doktor olmuş Haydarpaşa Numune Hastanesinde ve daha sonra Bahariye Dispanserinde yıllarca Kadıköylülere hizmet etmiştir. Diğer oğlu Taki de ağbileri gibi tüm Yeldeğirmenlilerin sevdiği bir insandı. Kleo ve Taki ayrıca Yeldeğirmeni takımında yıllarca futbol oynamış olan semt büyüklerimizdi. Bugün bu kişilerin hiçbirisi hayatta değildir."
Pandelli’den sonra Bakkalı oğlu Lambo çalıştırmıştı. Gerek Pandelli gerekse oğlu Lambo bütün bakkallar gibi veresiye defteri tutarlardı. Ancak onların dükkânında isteyen müşteri kendi veresiye defterini kendi tutar, aybaşında ‘Şu kadar borcum var.’ Diyerek hesabına ödeme yapardı. Pandelli’nin diğer iki oğlundan biri olan Kleo doktor olmuş Haydarpaşa Numune Hastanesinde ve daha sonra Bahariye Dispanserinde yıllarca Kadıköylülere hizmet etmiştir. Diğer oğlu Taki de ağbileri gibi tüm Yeldeğirmenlilerin sevdiği bir insandı. Kleo ve Taki ayrıca Yeldeğirmeni takımında yıllarca futbol oynamış olan semt büyüklerimizdi. Bugün bu kişilerin hiçbirisi hayatta değildir."
"kadıköy yeldeğirmenli gençler de dükkanların önünde nöbet tutarak çapulcuların yağmasına müsade etmemişlerdir.sadece semtin alt kısmında kalan pandelinin dükkanı gözden kaçmıştı...pandeli amca bunu kabullenemedi sonra ibrahimağadaki bostan kuysuna kendini atarak hayatını sonlandırdı..mahalle sakinlerinin de desteği ile çocukları uzun süre dükkanı yaşattılar.rahmetli babam da kendine göre semtin en stratejik dükkanı! -annem evde içilmesine müsaade etmediğinden -her akşam demlendiği yorgo amcanın meyhanesini koruyordu.."bir ara annem git bak "dedi..babam dükkanın önünde bir taburede oturuyor..elinde nereden bulduğunu hala bilmediğim evdeki beyzboll sopası ..vitrine küçük bir türk bayrağı asmış..gelen çapulculara" dükkan benim "demişti ...o meşum gece çocukluk anılarımdan hiç silinmemiştir..ama semtimizin insanları ile de gurur duyarım..."
Arif Atılgan'ın yukarıda bahsettiği Taki benim yakın arkadıaşımdı. Yıllarca Baylan pastanesinde çalıştı. Sirozdan ölmüş.. Birkaç yıl önce Baylan Pastanesinin sahibi bay Harry'den duymuştum. Geçenlerde onu da kaybettik..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder