bir mont aldım.
her zaman olduğu gibi kolları uzun.
hemen yan tarafta tadilât işleri yapan terzi var.
ona gittim. bir genç gömlek ceplerine, sırtlarına ve kasket alınlıklarına logo diktirmiş. onları deniyor.
afrika’da ihtiyaç sahibi köylerde su kuyuları açan gönüllü bir kuruluşmuş. İDEA.
ben girer girmez benden yardım istediler.
“abi bu etiketler eğri mi sence.?”
baktım şapkaların da, gömleklerin de hepsi aynı oranda sağ taraftan yukarı çekiyor.
evet dedim, sağ taraf yukarıda.!
terzi ve karısı bana baktılar.
ben düşündüm, buraya niye gelmiştim.?
ama artık çok geçti.!
söz ağızdan çıkmıştı bir kere.
bir de afrikada temsil edilecek türk gönüllüler söz konusuydu. sözümden dönmedim. terzi "çok mu o kadar, dikkat çekecek kadar?" dedi.
ben "evet bayağı amatör gösterir işi." diye üzerine gittim olayın. genç "ben de öyle dedim abi "dedi.
terzinin karısı "sökeriz.!" dedi sinirli.
"hepsini söker, yeniden dikeriz."
gerisini küfür şeklinde bana bakarak söyledi.
ama içinden.!
neyse, terzi beni savmak için "ne vardı abi senin.?" dedi.
ben "yok bişey, öylesine uğramıştım" demek istedim ama onun için de geçti artık.
"montun kolu kısalacak" dedim.
açtı baktı. "bugün veremem yalnız" dedi.
her zaman bir saatte halleden adam ilave etti "yarın da veremem.!"
tamam dedim ben, öbür gün alırım.
"kaça olacak.?" dedim.
hiç düşünmeden 30 lira dedi ve “… …. çocuu” nu içinden söylediğini hissettim.!
ya abicim 10-15 liralık iş diyemedim. "tamam …!" dedim. noktaları ben de içimden söyledim. çıktım.
hakettin oğlum dedim kendi kendime ama gömlek ve şapkaların afrika düzlüklerinde benim sayemde düzgün düzgün dolaşacaklarını düşündüm ve "siktiret.!" dedim.
sesli çıktı ya bu.!
hanın çaycısı ters ters baktı..,
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder