30 Aralık 2012 Pazar

Amour..,

hakkında o kadar çok "film bitip yazılar akmaya başladıktan sonra sinema salonundaki koltuğa çakılıp kaldık, çıktıktan sonra tüm yol boyunca filmden sahneler kafamda dönüp durdu, dayak yemiş gibi olduk, boğazımıza bir yumruk geldi oturdu" gibi övgüler duydum ki; bir ay önce aldığım filmi uygun bir ruh halimde seyredebilmek için beklettim durdum..neyse, kendimi iyi hissettiğim bugün, bir duble viski içip, ikincisini seyrederken içmek üzere yanıma aldıktan sonra başladım seyretmeye..
bekledim sıkılayım diye, bekledim daralayım diye, bekledim gerileyim, bekledim yumruk boğazıma otursun diye ama yok..olmuyor bir şey...tamam biliyorum haneke seyirciden yana olmuyor, duyguları sömürmüyor, ajite etmiyor ama, sürekli kendi kendime soruyorum... neden filmdeki hiçbir şey acı duymama neden olmuyor, neden bu muhteşem oyunculuk -Emmanuelle Riva kesin oscar alır- beni filmin bir parçası yapmıyor, içine çekmiyor..filmi bitiriyorum ve bunun cevabını biliyorum artık..çünkü
hanekenin bize tanıttığı çift çok şanslı bir çift, pariste şahane bir evde yaşıyor bu çift, her türlü maddi zorluğun altından kalkabiliyor bu çift, gençliklerinden beri birlikte bu çift, birbirlerine aşk ve sevgi ile bağlı olmuş bu çift, hala konforlu bir hayatları var, konserlere gidiyor, kitap okuyor, dünya meseleleri ile ilgileniyor bu çift ve acı tatlı bunca yaşanmışlığın ardından  seksenli yaşlarını bulmuş bu çift...eee..sonunda herkesin başına bu yaşta gelebilecek bir sonla karşılaşıyor bu çift..sonunu yazıp seyretmeyenleri kızdırmayayım ama olağanüstü bir sabır ve kendini vermişlik de yok..-aslında zaman mefhumu filmde yok..ne kadar çekti anlamıyoruz, ama yıllar, yıllar değil- tabii film yakın zamanda eşini veya bir yakınını böyle bir hastalık neticesi kaybetmiş olanları daha derinden etkileyebilir ama beni hiç etkilemedi..beni en çok etkileyen filmdeki muhteşem ışık, harikulade kamera açıları, hanekenin her zamanki orta sınıf burjuva ailesini en mükemmel şekilde ifade eden mekan, eşyalar, tek tek gösterdiği tablolar oldu..
hanekenin filme isim olarak Amour 'u koyarken "aşk"ı değil, "sevgi"yi kastettiğini söylemeye gerek yok..
aşk filmi izlemeye gittiğini zannedene yazık olur..
ben filmi çok beğendim..mutlaka seyredilmeli derim..tahminimce oscar zamanı geldiğinde filmden daha çok bahsedilecektir..notum..8.5..m.b.


Hiç yorum yok: