Kafadar'ın kitabında on altı ve on yedinci yüzyıllar osmanlı dünyasından oldukça mütevazi dört kişi ve onlarla ilgili belgelerin ışığında peşine düştüğü bazı soruları ele alınıyor.:
babasından kalan arazi üzerindeki haklarını korumak için 1521'de divan-ı hümayuna başvuran mustafa adlı yeniçeri; (Bir yeniçeri düşünün ki, babasından kalan araziye el konulduğu için eline kalemi alıp divan-ı hümayuna başvurmakta...)
1660-64 arasında istanbul'da günce tutan seyyid hasan adlı derviş; (yiyip içtiklerini bile günü gününe yazan Balat şeyhi bir derviş, karısının ölümünü yazmakta …)
ticaret için gittiği venedik'te 1575'te ölen ayaşlı hüseyin çelebi; (Osmanlı’da Müslüman Türklerin dış ticaretle ilgili olmadıkları, hatta bunun özellikle istenmediğinin yanlış bir inanış olarak kalacağına dair izler )
ve rüyalarını kaleme alarak şeyhine mektupla gönderen ve bu yolla irşad edilmeyi bekleyen üsküplü asiye hatun." Evlenmeyi reddeden entelektüel bir Osmanlı kadınının rüyalarına ne dersiniz "
hepsi benim tiplerim.. daha ne olsun.. bugün başladım sabaha kadar biter..! m.b.ce
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder