9 Nisan 2015 Perşembe

bir dilim antrikotla hayat sınavım..,

akşamüzeri yürüyüşümü yaptım ve dönüyordum.. 
her zaman olduğu gibi kadıköy çarşısının içinden geçtim yine. 
bir şey almayacak olsam da geçerim çarşının içinden. 
çok severim. 
tam kasabımın önünden geçerken evde yiyecek hazır bir şey olmadığı geldi aklıma. 
canım birden şöyle baba bir kırmızı et istedi. 
aylar vardır eve et almamışım.. 
evet ben vejeteryan değilim ama eve kırmızı et yılda bir ya da iki kez ancak alırım. 
sokak etçisiyim ben.. 
neyse girdim kasaba, vitrine bakar bakmaz göz göze geldik.. 
öyle güzel bakıyordu ki,
dayanamadım ve şu antrikottan bir dilim keser misin dedim kasabıma. 
maksadım tek bir dilim eti kızartıp o akşamı ucuza kapatmak.. 
adam böyle iyi mi diye bıçağı dayadığı yerden bana dilimin kalınlığını gösterdi. 
biraz kalın gösterdi ama ben, bir dilim alacağım zaten, olsun dedim içimden. 
etin dövülmesini sevmem ama kesince gözüme kalın geldi ve bir iki kere vur dedim. 
ama et öyle güzel ki, kıyamadık ikimiz de.. 
iki kere vurdu bana baktı kasap, tamam dedim ben. 
paketlerken o, fişi alıp kasaya gittim. 
yirmi lira uzattım. 

kasiyer fişe baktı 41 lira dedi gülümseyerek.. 
ben "kaç.?!" dedim gülümsemeden.. 
41 dedi, 
maşallah demedi...
ben kasaba dönüp kamera şakası mı der gibi baktım her halde, kasap tekrar paketi teraziye koyup beraber bakmamızı işaret etti gözüyle.. 
baktık.. 
530 gram.. 
ulan bir dilim et 530 gram gelmiş. 
78 lira abi kilosu dedi.. 
ben ucuza çıkacak bir dilim etli akşam yemeği için bir aylık doğal gaz paramı verecek olmakla, yılların havalı müşterisi imajımdan ödün verip vermemek arasında iki saniye gidip geldikten sonra tamam dedim.. 
yirmi liramı alıp, kredi kartımı uzattım.. 
umarım garanti 8-10 taksit yapıyordur.. 
eti alıp iyi akşamlar dedim çıktım.. 
eve nasıl geldiğimi hatırlamıyorum.. 
yol boyunca bu eti ne yaparım da bu 41 lirayı emekli, dul, yalnız bir adam seviyesine indirip makul bir maliyetle ve afiyetle yerim diye düşünmüşüm.. 
eve geldim soyundum, dökündüm masanın üzerinde paketi açtım. 
ete baktım.. 
masanın üzerinde dediğim salonun ortasında.. 
bu eti doğrudan götürüp buz dolabına koyacak değildim.. 
önce burada dursun gelir geçer bakarım dedim. 
sonra saçmala deyip mutfağa götürdüm..
ama yine de tezgahın üzerine yatırıp bıraktım. 
ortam çok sıcak değil. 
kombi kapalı. 
açık olsa da kapatırdım zaten.. 
üç dört kez kendi kendime bahaneler yaratarak mutfağa gittim ve ete baktım.. 
bir yudum su içtim döndüm falan. 
ışığı hiç kapatmadım.. 
artık geç olduğu için bu saatte yapabileceğim tek şey, eti kızartıp yemek. 
tabii 41 lirayı bir kerede yiyecek halim yok. 
ama allah için zaten bir kerede yemek için de büyük. 
bir arjantinli için bile büyük.. 
530 gram dile kolay.. 
etin üçte birinden yağsız bir kısmını kestim ve biraz daha büyük görünsün diye tahta üzerinde bir kaç vurayım dedim. 
ama kendimi öyle bir kaptırmışım ki, baktım eti dövmüyorum resmen dayak atıyorum.. 
durdum ve etin burada bir kabahati olmadığını, sakin olmam gerektiğini kendi kendime telkin etmeye başladım.. 
o da neticede serbest piyasa ekonomisinin vicdansız çarkları arasında…. 
neyse saçmalama dedim.. 
kızdırdığım döküm tavama güzelce yatırdım.. 
üç dakika bir yüzünü, iki dakika diğer yüzünü kızarttım.. 
maksadım çok pişirmeden kanından da istifade etmek.. 
bir dilim aynı tavada kızarmış tam buğday ekmeğim ve soğuk bir bardak su ile (çok yakıştı bu) sofraya oturdum. 
maksadım ete hiç bir şey ile karıştırmamak, mundar etmemek ve en saf haliyle yemek.. 
bu dilim yaklaşık olarak 14 lira.. 
leziz.. 
gereçekten çok leziz.. 
hatta olağanüstü diyebilirim.. 
keskin et bıçağımla öyle ince dilimler kesiyorum ki, japon suşi ustası görse direkt yanına alır beni.. 
evet, et parasının hakkını verdi bu akşamlık.. 
yarın etin geri kalan üçte ikilik bölümünü tahminim iki kilo patates ve bir kaç sebze ile bir tencere yemeği yapacağım.. 
güveçte fırına falan da koyarsam maliyet iyice yükselir ama, üç gün boyunca bu etli yemeği yiyebilirim.. 
bu gece düşüneceğim.. 
yarın da.. 
akşama kadar düşüneceğim. 
belki de hiçbir şey yapmadan dolabımda böyle bir dilim etin varlığı ile mutlu günler geçirebilirim. 
gerçekten bilmiyorum şu anda.. 
önemli bir kararın arifesindeyim..

Hiç yorum yok: