30 Haziran 2015 Salı

ÇİN’İ BURADAN KINIYORUM..!

iki gündür internete bakmıyordum..
dün akşam birden hepsine baktım.
böyle bakınca olayları daha iyi kavrayabiliyor insan.
her zaman söylerim..
facebook’da gördüğüm bir olay eğer twitter’da yoksa benim için o olay yoktur.. !
çünkü twitter “gerçek” sanal alem ise, facebook “sanal” sanal alemdir..!
tabii ki Çin’in mazlum, suçsuz Uygur halkına yaptığı mezalimin fotoğrafları twitter’da hiç yer almıyordu..! (belki de benim takip ettiğim 78 kişi yer vermiyordur.!)
çünkü orada genellikle ellerinin altındaki interneti, arama motorlarını, haber ajanslarını izlemeden, haberleri oralardan check etmeden yayınlamaktan korkan, sonradan rezil olmaktan çekinen bir kitle var..
üç beş dakikalık bir tarama ile üzerinden araba geçen çocuk videosunun üç yıl önce çin’in guangzhou foshan’ında gerçekleştiğini, bir çok yıkılmış, yakılmış ev fotoğraflarının yıllar önce çin’de meydana gelmiş deprem, sel felaketleri olduğunu, canlı canlı derisi yüzüldüğü söylenen insan fotoğrafının bir cenaze ayini

olduğu ve parçalanan kimselerin ölü olduğu.! ve görüntülerin de çin’in gansu eyaletinin gannan bölgesine ait olduğunu, göğsü yarılıp, çocuğu dışarı çıkarılmış kadın fotoğrafının bir otopsi fotoğrafı olduğu, boynuna tuğla asılarak işkence edildiği söylenen fotoğrafın fotoğraf bile olmadığı, Falun Gong inancına mensup olanlara yapılan dayanıklılık gösterisi ile ilgili bir çizim..! olduğu, yüzlerce cesedi ters çevirmiş yakmaya hazırlanan turuncu giysili budist rahiplerin bulunduğu fotoğrafın 2.600 ün üzerinde kişinin ölümüne ve yaklaşık 12.000 kişinin yaralanmasına sebep olan Qinghai depreminde ölenlere ait olduğu, tibetlilerin genellikle cesetleri dışarı bırakarak “gökyüzü mezarı” uygulamalarına rağmen bu acil durumda bu geleneklerini terketmek ve ölülerini yakmak zorunda kaldıkları güne ait fotoğraf olduğunu öğrenmek çok da zor olmadı benim için..

çeşitli dövüş sanatları ustalarının dayanıklılık testi için çivili yatağa yatmasını çin’in uygurlara uyguladığı işkence diye gösterilmesi gibi onlarca komik fotoğrafa ise hiç girmiyorum bile..
Aynı şekilde Hürriyet, Milliyet, Posta, Radikal ve Sözcü gazetelerinin 7 Temmuz 2009’da yerde yatan annesinin başında ağlayan çocuk fotoğrafını “Uygur katliamı” olarak gösterdiğini ama bunun da Çin’deki bir trafik kazası fotoğrafı olduğunu görmek beş dakikamı almadı..


neyse bunları bırakıp geleyim sadede..

ÇİN’İ BURADAN KINIYORUM

bu insanların istedikleri nedir, bunlara kulak versene..

bunları bir bir hayata geçirsene..

ne istiyorlar?!

dillerini rahatça kullanmak..

ana dilleri ile eğitim yapmak..

var mı bu devirde buna karşı çıkan devlet ve halk.. yok..!

tamam bazı okullarda ana dilleri eğitim yapmasını serbest bırakmışsın ama yetmiyor işte, tamamen bırak..!

ülkeden tamamen ayrılmak.. bağımsızlık..

tamam özerkler ama adamlara yetmiyor işte özerklik..!

var mı bu devirde biz ayrılmak istiyoruz kardeşim diyen bir halka zulmetmek..!!

bırak alsın toprağını, madenini, tüm yeraltı zenginliklerini gitsin kursun devletini..!!

başka ne istiyorlar..?

dinimizi, geleneklerimizi, ananelerimizi, kutsal günlerimizi, bayramlarımızı dilediğimizce kutlayalım istiyorlar..

niye karşı çıkıyorsun buna alçak Çin..!?

yıl olmuş 2015 hala neye direniyorsun..?!

halkların özgürlüğünü niçin kısıtlıyorsun..

ne yapmışlar?!

afganistanda fink atan bir kaç terör örgütüyle işbirliği yapıp ramazan’ın gelmesiyle azıtıp kontrol bölgelerine bombalı saldırılar düzenliyor diye niye üzerine polisle gidiyorsun..?!

Dünya Uygur Kongresi isimli kuruluşun Doğu Türkistan İslami Hareketi isimli El Kaide bağlantılı bir oluşum olmasından niye bu kadar rahatsızlık duyuyorsun..??!!

bırak yapsın biraz taşkınlığını..!

ne yapmış bankamatiklerini mi kırmış, bankalarının camlarını mı indirmiş?!

molotof mu atmış, ne yapmış?!



ormanlarını yakıyor, köylerini boşaltıyor, evlerinden, barklarından atıyorsun,

hapishanelerde insanlara dışkılarını yediriyorsun,

koyunlarını otlatan kızı vuruyorsun,

eşkiyaya yardım ettiği gerekçesiyle bir köyü “çekirge mücadele usulüyle” tepeliyorsun!

faili meçhuller, yoğun hukuksuzluklar, çatışmalar, gözaltında kayıplar, ev baskınları, yargısız infazlar, taş atan çocukları bile terörle mücadele kanunu kapsamında yargılıyorsun..

kaçakçılık yapıyorlar diye niçin insanların üzerine uçaklarla bombalar yağdırıp 34 cana kıyıyorsun,

(pardon şu son paragraf eski notlarımla karışmış. başka bir ülkeye ait. dikkate almayın.!)


şimdi;

bana, peki sen ne diyorsun kardeşim derseniz

olaylara, kişilere, halklara göre konuşmuyor,

benim için rojava ne ise doğu türkistan da odur kardeşim diyorum..

benim için kürt, alevi, yezidi, süryani, ermeni, rum, yahudi, arap, suriyeli mülteci kardeşim neyse

asimilasyon politikalarına maruz kalan uygur kardeşim de odur diyorum..

bağımsız rojava’yı savunan biri olarak aynı şekilde özgür bağımsız bir doğu türkistan'ı da savunuyorum.

ulusların kendi kaderini tayin etme hakkı olduğuna inanıyorum.

Çin’in uygurlara uyguladığı asimilasyon politikalarının tamamına karşı çıkıyorum..


ve buradan tekrar Çin’i Kınıyorum..!

buradan, buradan dediğin yer neresidir derseniz söyleyeyim..

Moda Starbucks..


"Pardon bakar mısınız..? ben lattemi tarçınsız içemiyorum

burada tarçın kalmamış..

latteme biraz tarçın alabilir miyim lütfen..!!

teşekkürler bu kadar yeterli…

instagrama koyacağım fotoğraf tarçınsız güzel durmuyor da..

mersi.."

Hiç yorum yok: