16 Şubat 2017 Perşembe

Hani alışınca bi daha şekerli içilmiyordu..?

Yaklaşık 8 aydır çayı şekersiz içiyorum..

Hayatımın olmazsa olmazı, bulamadığımda,
içemediğimde başıma ağrılar giren, yurtdışından
demlenmiş çaya hasret geldiğim,
uzun yoldan dönerken evde biri varsa telefon açıp
"çay suyu koy" dediğim ben...

Bu sekiz ay zarfında anladım ki;


Dünyanın en lüzumsuz içeceği "şekersiz" çaydır..!
Buna soğuk-sıcak tüm içecekler dahildir..

Kahvaltıda şekersiz çay içmek, kola içmekten,
ayran içmekten, capy portakal içmekten
daha kötü bir tercihtir..
Kahvaltıda çay ne yaa..!?
Bence Niğde gazozu bin kat daha iyi bir tercih..

Şekersiz çay içmek kilo yapar..
Beslenme alışkanlıklarımda en ufak
bir değişiklik olmamasına, 30 yıldır
aynı kiloda olmama rağmen 3,5 kilo
almışımdır şekersiz çaya başladığım günden bu yana.

Günde 8-10 bardak olan çay içme miktarım
zevk alamamaktan 5-6 ya düşmüştür.

Onu da içmekte niçin direndiğimi bilmiyorum..

Ezcümle şekersiz çay iğrenç bir içecektir nokta

Kahrolsun "çayı şekersiz içeceksin ağbi" lobisi..
Halt etmiş "şekersiz içmeye alış, şekerli çay iğrenç
gelecek" lobisi..

Şu an bu yazıyı yazarken içine bir kaşık şeker attığım çayı
yudumluyorum zevkle.
Daha şekeri karıştırmadım bile..!

edit. yazı yazdığım günden, bugüne kadar geçen 5 günde
çay bardağına mercimek kadar, su bardağına 1/4 kesme
şeker atarak, karıştırmadan içiyorum.
adeta çayı "şekerlisin sen" diye kandırıyorum.
bu bile çaydan yeniden zevk almama sebep oldu..

çayı şekersiz içeceksin, tadına daha çok varacak, bir daha
şekerli çay içemeyeceksin, iğrenç gelecek diyenlerin yaptığı
tam bir "algı operasyonu.."

Bu algı operasyonu kelimesini hep cümle içinde kullanmak
istemişimdir. tam yerine denk geldi.. 20.şubat.2017

Hiç yorum yok: