şimdi bunu tanıyorsunuz.
ota boka, her şeye söyleyecek bir lafı vardır.
ota boka, her şeye söyleyecek bir lafı vardır.
girdi mutfağıma..
dikildi ustanın başına.
dikildi ustanın başına.
"hiltiyi tuttuğun açı yanlış. su sızıntısının olası koordinatları dahilinde bir çözüme gitme yolunda değilsin, salt boruların buradan geçtiği dürtüsüyle yeni bir fikir alanı icat etmek zorunda olmaklığın ahmakça." dedi ustaya..!
"simgesel oluşum bağlamında tuttuğun şu hiltiyi ver bi dakka bana.!"
deyince usta bana döndü "ne diyo bu gundi, al bunu buradan abe..!" dedi..
"ahmakça oluşum, moluşum diye konuşmasın,
sokarım allama bu hiltiyi bi tarafına.!!!"
"simgesel oluşum bağlamında tuttuğun şu hiltiyi ver bi dakka bana.!"
deyince usta bana döndü "ne diyo bu gundi, al bunu buradan abe..!" dedi..
"ahmakça oluşum, moluşum diye konuşmasın,
sokarım allama bu hiltiyi bi tarafına.!!!"
aldım bunu attım banyoya otur abi şöyle, otur bi dedim. oturttum bunu böyle klozetin üzerine.
su kovasını ters çevirip ben de oturdum karşısına.
su kovasını ters çevirip ben de oturdum karşısına.
dedim "zizoş," (öyle hitap ederim ben ona.)
"adamın dürtüsü dediğin, içten gelen bir zorunluluk meselesidir. tek çıkış yolu olarak bildiği dürtüleriyle hareket ederek en uygun yerden zemin fayansına hiltiyi vurmak oldu. gördüğün gibi vurduğu yerde de tam isabet sağladı.
buldu sızıntıyı ortalığı çok kırıp dökmeden." dedim.
buldu sızıntıyı ortalığı çok kırıp dökmeden." dedim.
"derdin nedir adamım senin. bütün mevcut tesisatçı sistemini yok etmek mi.?" diye bi soru yönelttim bunu oyalayayım diye.
"hayır.!" dedi.
"leninist anlamda değil.! adamı görmüyor musun.?
sol fukayamacı bir pozisyonda vurdu malayı borunun altına. bildiği sistemin, tek sistem olduğunu ileri sürüyor adeta.
ben bu mantığı reddediyorum."
"leninist anlamda değil.! adamı görmüyor musun.?
sol fukayamacı bir pozisyonda vurdu malayı borunun altına. bildiği sistemin, tek sistem olduğunu ileri sürüyor adeta.
ben bu mantığı reddediyorum."
"tamam da abicim ne yapacağız onu söyle bana. pazar günü bulabildiğimiz tek tesisatçı bu.
alt katın avizelerinden su akıyor.
bugün bu işi halletmek için bu adama muhtacız.
alt katın avizelerinden su akıyor.
bugün bu işi halletmek için bu adama muhtacız.
"ne yapacağına dair formül mü soruyorsun bana.?
formülüm şu. zamanında ”krize hazır” olmalıydın. kolaycılığa sapma düşüncesinden sıyrılmalıydın."
formülüm şu. zamanında ”krize hazır” olmalıydın. kolaycılığa sapma düşüncesinden sıyrılmalıydın."
"tamam abicim bi sakin. şu anda değiştirebileceğimiz bir şey yok. eldeki tesisatçı bu. var mı değiştirebileceğimiz bir şey." söyle bana." diyorum sakince.
"var.!" diyor değiştirebileceğin bir şey.
"doğumunu."
sofokles’le aynı fikirdeyim: “en büyük şansın, doğmamaktı”; çok az kişi bunu başarabilmiştir. doğdun sen de malesef.!!!
ve malesef eldeki tesisatçı da bu. tamam kabul ediyorum. kahve yapalım."
"doğumunu."
sofokles’le aynı fikirdeyim: “en büyük şansın, doğmamaktı”; çok az kişi bunu başarabilmiştir. doğdun sen de malesef.!!!
ve malesef eldeki tesisatçı da bu. tamam kabul ediyorum. kahve yapalım."
"abicim görmüyor musun mutfağın durumunu.?
nasıl kahve yapacağız..? bitirsin adam işini yaparım ben sana long long espresso."
nasıl kahve yapacağız..? bitirsin adam işini yaparım ben sana long long espresso."
halâ söyleniyor...
"bu adamın semptomun tek alternatifi hiçliktir. saf otizm, ruhsal bir intihar bu adam. simgesel evreni -ki burada senin mutfağın oluyor- bütünüyle yıkma raddesine bile varacak göreceksin.!!
"bu adamın semptomun tek alternatifi hiçliktir. saf otizm, ruhsal bir intihar bu adam. simgesel evreni -ki burada senin mutfağın oluyor- bütünüyle yıkma raddesine bile varacak göreceksin.!!
"tamam abicim. şu sifona bi bassana. bi koku geldi sanki.."
zizek ile pazar banyo sohbetleri. kadıköy-mayıs 2018
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder