16 Mayıs 2012 Çarşamba

Midnight in Paris..,


son yıllarda seyrettiğim en keyifli film..woody allen'ın dahiliğinin su götürmez bir gerçek olduğunun yegane kanıtı olur bu film...

filmin başında o paris görüntülerini seyrederken insanın hemen kalkıp fransız konsolosluğuna vize için dilekçe yazmaya başlayası geliyor..

benden size tavsiye eğer hemen kalkıp parise gitme imkanınız varsa seyredin..yoksa bekleyin.parise gitmeden önceki gün seyredersiniz. 

seyrederken "bu nasıl bir senaryodur" deyip durdum..sonradan öğrendim ki woody allen bu filmle en iyi orijinal senaryo oscarını almış..bilmiyordum..öğrendim..

owen wilson denen o sarışın herifi oldum olası hiç sevemedim gitti..neden bu filmde var anlayamadım..

onun bu itici suratına rağmen film öyle bir film ki; onu ezip geçiyor allahtan..

filmi izlemek için, içinde geçen karakterleri tanımak, isimleri geçen sanatçıları, edebiyatçıları az dahi olsa biliyor olmak gerek..

yoksa bazı espirili konuşmalar anlaşılmayabilir..örneğin kankan dansı yapan kadınların olduğu mekanda burada  

toulouse lautrec olmalı dediğim anda muhteşem tiplemesi ile masada otururken gördüm onu..

carla bruni çok çekici tamam da, ya marion cotillard.. bir kadın nasıl bu kadar çekici, seksi, güzel ve karizmatik olabilirken masumiyetinden 

hiçbir şey kaybetmez anlamak mümkün değil..

ve dali performansıyla adrien brody muhteşem.

film 1920 lerin parisinde fitzgerald'lar, hemingwayler, picassolar, bunuel, dali ve diğerleri ile geçirilecek güzel dakikalar için mutlaka seyredilmeli..

filmin sonunda dedektifin de 20'lerde gösterilmesi iğrençti bunu da söyleyeyim woodyciğim..

benim notum yine imdb nin tersi..yani 8,7..m.b.