26 Nisan 2017 Çarşamba

Dolma Kalem..,

günlerdir dolma kalem güzellemesi içeren bir yazı yazayım diyorum.
hatta haftalardır..
ve günlerdir bir kitap, okunmak üzere sırasını bekliyor.
hatta haftalardır..
ve nihayet elime alıyor, okumaya başlıyorum kitabı. ilk satırları şöyle.


DSC_4444.jpg




















“İçimdeki ses uzaklara çekilmişti.
Aylarca tek satır yazamadım bu yüzden, masada öylece oturdum durdum.
Ne halt edeceğimi bilemedim daha doğrusu. Sonra, sesim uzaklardan bana bakıyormuş da
hareketlerimden oluşan basit bir dille onu geri çağırıyormuşum gibi, lacivert gövdeli kalemi çıkardım kutusundan;
kapağını açtım, yavaş yavaş mürekkep çektim ve haznesi tamamen doldu mu diye kaldırıp baktım.
Solumdaki pencereye tuttum bakarken.
Ardından döndüm, aylardır önümde açık duran defterin ağartısına doğru tuttum.
Haznenin dolu olduğunu görmüştüm ama dayanamayıp bir de uzaklara çekilen içimdeki sesin şavkına doğru tuttum daha sonra.”


evet. böyle başlıyor Hasan Ali Toptaş’ın son romanı Kuşlar Yasına Gider.


uzun uzun dolma kalem güzellemesi içeren bir yazı yazmaktan vazgeçiyorum o an.
ben de oturup çalışma masamda açık duran defterimin
hemen yanı başındaki kalemlikte bekleyen iki dolma kalemimden birine yeşil,
diğerine bordo mürekkep çekiyor ve bu satırları yazmaya başlıyorum sizlere..


dostlarım; yazınız.. illâki kağıda.. ve mutlaka dolma kalemle..
yazınıza “dokunabileceksiniz.”
kalem ile kağıdın küçük sevişmelerine şahit olacaksınız..
sonsuz bir haz bekliyor sizi.. inanın..
sonra yine klavye başına geçersiniz.
el mecbur.
dergiye defteri yollamak olmaz..!


Hiç yorum yok: