30 Mart 2012 Cuma

magdeburg taraftarından görülmemiş protesto..,

magdeburg taraftarının, takımları 5 maçtır gol atamayınca yaptıkları 

görülmemiş protesto..kaleyi tutturamayan futbolcularına yardımcı..! 

oluyorlar..


papa küba'da..,

papa, küba lideri fidel castro ile. havana, 28 mart 2012..
küba ve havana'dan güzel fotoğraflar için buraya bakınız...

insan yıkama..,

insan kendini otomobil gibi hisseder ama müthiş bir zevk olsa gerek..
hem otomobiliniz yıkanırken hiç düşünmediniz mi böyle yıkanmayı? m.b.

My Name Is Amy..,

Adım Amy
Berbat bir barda, iyi bir şarkıcıyım.
“Öyleyse burada ne işin var?” diyorsunuz.
Siz hayatınızın nabzına yakın durmaz mısınız?
Burada pezevenkler bile biraz daha mert dışarıdakilerden.
Orospuları biraz daha kadın sokaktakilerden.
Gözleri buz gibi, buzculuk yapan çocuğun.

Annesiyle babasını gözünün önünde kesmişler.
Sigara kullanmıyor, jilet atanları anlamıyor.
Elleri tertemiz, arasıra arkamda gitar çalıyor.
Buradayım, kirlenmesin diye şarkılarım.
Adım Amy. 
Hayatı kötüye kullanan bir kızım.
Kendilerini iyi göstermek için şeytanı kötü gösterenlere kızgınım.
Bana “iyi ol” demeyin, meleklerin vurulduğunu bilmiyor musunuz?
Burada herkes biraz daha bilincinde uykunun.
Yastıklar yumuşak, pencerem yıldızlara bakıyor.
Buradayım, yalan olmasın diye söylediklerim.
Adım Amy.
Hayatın kötüye kullandığı bir kızım.

günün en kahvesi..,


kaynak burası

günün en rengi..,


günün fotografı..,


günün en sözü..,


“Düşünceler mükemmel, ancak davranışlar kusurludur.
Bir insanı sevdiğini düşünmek; 
ona bunu söylemek ve ardından sarılmakla anlatılamayacak kadar mükemmeldir.
Hakan Günday

dünya mı tavuktan, tavuk mu dünyadan?..,

bir tavuk gibi düzenlenmiştir dünya...
not; imaj eskiymiş..ben yeni gördüm..m.b.

günün en güzeli..,


29 Mart 2012 Perşembe

mona lisa..,

paris 1945..

Mercedes Sprinter..,


özel yapım  Mercedes Sprinter' dan iç görünüm..

28 Mart 2012 Çarşamba

Steve Jobs demiş ki;..,


"Müşteriler ne istediklerini biz onlara gösterene kadar bilmezler" demiş Steve Jobs..
on aylık yeni iş tecrübem gösterdi ki; bu tespit yüzde yüz doğrudur..m.b.


günün gif'i..kaplumbağa ittirmece..,

günün gif'i..kaplumbağa ittirmece..

27 Mart 2012 Salı

LIFE Rides With the Hells Angels..,



Life' dan müthiş fotoğraflar..

broccoli of the day..,

yaa..! allah onu hesap edememiş..

tapınakda sukunet..,

Shanghai 2008


fotograf... ©m.b.

denize sıfır, süper lüks, 35 bin TL..,


sabit villa alacağıma bunu alırım...
diğer fotoğraflar için buraya bakınız...

25 Mart 2012 Pazar

günün en sözü..,

Sadece geceleri, yapayalnız ve yalınayakken anlaşılabilecek şeyler var.

Emrah Serbes

o kadar makyaj bende olsa..,





günün en dövmesi..,

çok iyi gerçekten..

Intolerance Attention Deficit Hyper Disorder..,

"Hayatta başarılı olmanın iki yolu olduğu söyleniyor. 1] Şanslı olmak. 2] Hile yapmak. Bense dayanıklı olmayı tercih ederim. Çünkü dayanıklılık kadar kışkırtıcı hiçbir şey yoktur. Bu yüzden, şu “Intolerance Attention Deficit Hyper Disorder” dedikleri hastalığa yakalanmayı istemişimdir hep. Ne yazık ki bu hastalığa sonradan yakalanılmıyor, bu hastalıkla doğuluyor, o da 10 milyonda 1! Hastamız hiçbir acıyı hissetmiyor. Parmakları kesilse, bacakları kırılsa, kolları yansa, kafası yarılsa, kaşı açılsa… Vız gelip tırıs gidiyor!" demiş  Murat Menteş - ki; kendisi genç neslin en beğendiğim yazarlarındandır-  Dublörün Dilemması'nda..
Bu sözü bana bir olayı hatırlattı..yıllar önce..İzmir' de yaşarken...belden aşağısı felçli olan (murat menteş'in istediği gibi hiç hissetmeyen) bir gencin evine gitmiştim..hikaye uzun..özetlemem gerekirse genç dilenciydi..hergün görüyor ve yardım ediyordum..birkaç gün görmeyince öğrendim ki hastalanmış evden çıkamıyormuş..ben de kalktım evine gittim..aslında evine kadar gitmemin bir sebebi vardı..o da gerçekten bacakları tutmuyor mu, yoksa numara mı yapıyor diye merak ediyordum..çünkü yerde sürünerek dileniyor ve bazıları numara yaptığını söylüyordu..evi yakındaydı ve herkes biliyordu..derme çatma evin bahçesinden girdim.kapıyı çaldım, açan olmadı..kapıyı itince açıldı ve ben kendimi evin içinde buldum..genç, bir battaniyenin altında, yatakta yatıyordu..başını televizyona doğru çevirmiş seyrediyordu..odada kesif bir kızartma kokusu vardı. ve oda çok sıcaktı..yatağın ayak ucunda yanan sac sobadan oda adeta yanıyordu. gözlerimi sobaya doğru kaydırıınca gencin ayaklarını farkında olmadan sobaya yapıştırdığını ve derisinden sızan yağların sobadan aşağı aktığını gördüm..ilk şaşkınlığımı atlatır atlatmaz bacakların tuttuğum gibi sobadan çektim..o ise beni gördüğüne sevinmiş, yüzüme gülüyordu...yaa, murat menteş'im..işte böyle..m.b.

laik. vakit..;) broccoli of the day..,

laik..! müziklerinle bizi zehirledin faşist, satanik Manson..

23 Mart 2012 Cuma

günün en yazısı..,


“Ben de şiir yazıyorum” dedim karşımda oturan güzel bayana. Konuyu istediğim yere getirmiştim sonunda. “İnce ruhlu biri olduğunu düşünmemiştim” dedi. Değildim zaten.
“Şiirler genelde aşk ve sevgi üzerine yazılır, oysa bunların hepsi geçicidir. Kimse birini ölünceye dek sevemez. Ama ölene dek nefret edebilir. Bu türden duygular diğerlerine göre daha kalıcı ve gerçektir” demem üzerine “Yo hayır, ölene dek birini sevebilirsin” dedi bana. Duymamış gibi devam ettim, “Şiirler güzel duygularla yazılıyor. Oysa çirkin duyguları içeren şiirlere fazla rastlanmıyor. Benim bu türden duygularla yazılmış şiirleri içeren bir şiir kitabım var” dedim. “Öyle mi? İlginçmiş… Merak ettim” dedi. “Şanslısın ki yanımda var bir tane” dedim sanki tesadüfmüş gibi. “A? Bakayım” dedi çantama eğilerek. Açtım çantamı sanki kitabı arıyormuş gibi karıştırdım ve çıkarıp uzattım. Kitabımın güzel bir kapağı vardı. İlgi çekici olsun diye kapağa bir adet otomobil jantı, tarantula ve birkaç pırasa resmi koymuştum.
“Bir eleştirmen bu kitabı eşsiz olarak nitelendirdi” dedim o kapağa ilgiyle bakarken. Eleştirmen amcamın oğluydu. Kendisine övgü dolu bir yazı yazması için ayrıca para vermiştim. Mahir ünlü bir eleştirmen olduğu kadar paragöz bir kuzendi. Kitabımın ilk sayfalarını meraklı gözlerle gezdirdikten sonra ilk şiire geldi:
devamını buradan okuyabilirsiniz..



günün en jartiyeri..,


YAŞASUN CEHÂLET AĞUĞAGOYİM !! 7-8 Hasan Cemil Paşa


buraya
7-8 Hasan Cemil Paşa' nın   YAŞASUN CEHÂLET AĞUĞAGOYİM !! 
başlığıyla bana yazmış olduğu mektup gelecek..
ama önce kendisinden yayınlama izni almam gerekiyor...
alır almaz kelimesine dokunmadan, sansürlemeden yayınlayacağım.
m.b.


7-8 Hasan Cemil Paşa "Neşr-i makale hususunda düstûr-u rezîlânem ısdâr ve irsâl olmuşdur. Buyurunuz, yayınlayınuz.." diyerek izin vermişlerdir..mektubu yayınlıyorum efendim..




iktidar partisini hiç sevmediğimi gayet iyi bilirsin. Fakat ondan da daha kötü birşey varsa sosyaldemokratlıktır. Sosyaldemokrasi, düzeltilemeyecek bir beyin hastalığıdır !... Beyindeki akıl-muhakeme vs. ile ilgili hücrelerin doğumdan itibaren hiçbir zaman çalışmamış olmasından dolayı ortaya çıkan yanlış bir kişilik sendromudur.

Hem demokrat, hem bi de sosyal  !!? Hangisi daha fecî, bilemiyorum. 

Bu geri zekâlılar, sürekli olarak "barış, kardeşlik, cicilik, kocaman zincirin halkası olmak, milyonları kucaklamak..." falan gibi şeylerden bahsederler. Güzel... Kumrular da sürekli olarak gu-guukk, guuu-guukkk... diye barış-dostluk-kardeşlik-aşk falan sesleri çıkartırlar... Kumru kafasıyla memleketin yönetilmesine var mısın ? Yeni bir Türk atasözü : "Moron, dalda güzeldir ! "

Ulan, memlekette 75 milyon adam yaşıyor. Bunların hepsini sonuna kadar okutup, üniversitelerden me'zûn edip, ellerine çifter çifter diplomalar, masterler verince nasıl mutlu edeceksin onları ??? Diploma, karşılığında iş bulabiliyorsan iyidir. Herhangi bir kahvehaneye gir, "yüksek okul me'zûnu olanlar el kaldırsın" de, en az otuz el kalkar havaya... Sokaktaki genç taksi şoförlerinin yarısından fazlası üniversite tahsillidir ya da hâlen okumaktadır. Şimdi bu cemm-i gafîre her sene beş milyon kişi daha katmanın kime ne faydası olacaktır ? Lan, ulan... Bu kadar basit birşeyi düşünememek nasıl bir beyin özürlülüktür yahu ? İşsiz bir üniversiteli, işsiz bir ilkokul me'zûnundan beş kat daha mutsuz bir insandır. ( Ve tabîî topluma yirmibeş kat daha fazla maliyetli - bu da "eğitim sanayii"nin işine yarıyor elbette )

Neymiş, yüksek tahsilli adamın oturması-kalkması düzelirmiş, düşüncesi farklılaşırmış... Hastir !... Olmadık yerde U dönüşü yapanların, basit bir bilet kuyruğunda beklemeyi bilmeyenlerin, tek arabayla üç arabalık yer kaplayacak şekilde parkedenlerin, ayda bir kereden fazla yıkanmayanların, en basit komşuluk ve medeniyet kurallarına bile uymayanların yarısından fazlası şu an zaten üniversite tahsilli. Sosyaldemokratlar bunu görmüyorlar mı ? Dur birine ben bi tane koyiym - o zaman anlarlar, Boğaziçi me'zûnu olmak dahî ( onların anladığı şekilde ) medeniyet garantisi değildir. 

Binsekizyüzlerin sanayi devrimi esnasında, 3 cent'e fabrikada çalışan işçiler yüksek okul me'zûnu olsalardı, ingiltere ile amerika bugünleri nah görürlerdi !... Şimdi "tahsil de tahsil" diye pompalamanın aslında ne olduğunu biliyor musun ? : Yeni tür bir toplum mühendisliği !! Artık üç kuruşa çalışan çocuk işçi ile üretim yapmak dönemi büyük ölçüde geride kaldı. Çünki herşey insansız üretim aşamasına geldi. Bu durumda, planın iki aşaması var :

1- Türkiye, Çin, Hindistan falan gibi yerlerde halen mevcut ucuz işçiliği ( ki bu hâlâ daha avrupalı salakların karşısında ciddî bir rekabet oluşturuyor ) "tahsil efendim, tahsil şart.. Herşeyin başı eğitim efendim" diyerek ( ne kadar da sosyaldemokrat geliyor kulağa, değil mi ? ) daha fazla eğitim aldırmak suretiyle daha yüksek ücret talep eder duruma getirmek;

2- Ve sözümona eğitimli insanların daha yüksek seviyelerdeki taleplerinden kendilerine uygun pazar yaratmak... Sözgelimi bilgisayarlar, cdvcdsxpsps oyunları, dsdxvq çalarlar... falan, "eh, üniversiteliyiz bi de arabamız olsun" dedirtmek, köyde çay içmek yerine café'de nescafé içmeye özendirmek, yüz bakım kremi, osuruktan güneş gözlüğü, her Bayramda ille de Prag'a gitme modası, AVM'den başka yerden alışveriş yapmamak, "çocuk ta yaparım, kariyer de" özentileri ... Hep yüksek tahsil havaları... "Eğitimli birey" ( ağuğagoyim ) beklentileri yaratmak !!... Haymana Ovasındaki Ali Dayıya satamadıkları şeyleri, oğlunu "eğitip" (!!!) ona zorla satmak... 

Salak sosyaldemokratlar, nasıl birşeylere âlet olduklarını asla anlamayacaklardır. Neden ?... E, çünki onlar "eğitimli bireyler"... Hayatta akıllanmazlar artık ! 

Bi tane daha Türk atasözü : " eşek fazlaysa, eğitmek değil öğütmek gerekir !" 

YAŞASUN CEHÂLET AĞUĞAGOYİM !!
7-8 Hasan Cemil Paşa


22 Mart 2012 Perşembe

günün fotografı..,

 

                                                                                          Woodstock 1969

 
orijinal fotograf için..

sallama çay..,


a dangerous method..,

keira knightley filmin ilk sahnelerinde oscarlık bir performans sergilediği film freud'la jung arasındaki bilindik çekişmeyi anlatıyor.. ancak tanışmaları güzel başlıyor denebilir..hatta ilk sohbetlerinde, psikoloji üzerine yaptıkları tartışmanın, saate bakmayı akıl ettiklerinde 13 saat sürdüğünü farkediyorlar.. 
bilinen tezleri ise özetlersek freud, "herşeyin temelinde cinsellik vardır" derken,
jung' a göre "evrende birden fazla neden olmalıdır"
filmdeki karşılıklı tartışmalar, mektuplaşmalar psikoloji ile ilgilenenlerin hoşuna gidecektir..
benim notum 6,7..
bunu IMDb' de kabul ediyor...!
filmin cümlesi, son cümle...
"bazen yaşamaya devam edebilmek için, affedilmez bir şey yapman gerekir."

Nutella' lı Ravioli..,




Girl with a Pearl Earring..,

orijinal adı (flemenkçe) "Het Meisje met de Parel" m.b.

günün fotografı..,

sudaki yansıma çok Dali 'ce...m.b.

20 Mart 2012 Salı

günün en jartiyeri - 2..,


broccoli of the day..,

- kamil ordan sol anahtarını ver oğlum..
- buyur??!! usta..
m.b.

günün takımı..,

papyon mu kadının, don mu erkeğin bilemedim bak şimdi..,m.b.

günün en jartiyeri..,


gününgif' i..,

hay kedi canını senin..,

19 Mart 2012 Pazartesi

Hollywood 'un meyve suyu diyeti..,





Biz Dukan mı Karatay mı diye tartışırken yepyeni bir beslenme trendi Amerika’yı sardı: Meyve-sebze suyu detoksu. Faydaları bilimsel olarak kanıtlanmamış olsa da Hollywood ünlüleri günlerce yalnızca meyve-sebze suyu içerek kendilerini yeniliyor. Öncüleri Salma Hayek ve Gweynth Paltrow....yazının devamını buradan okuyabilirsiniz. Meyve suyu diyeti...

Peki siz ne yapacaksınız?
Yukarıda gördüğünüz mey-bar'a geleceksiniz, istediğiniz karışımı ister oturup yudumlayacaksınız,
ister paket yapıp götüreceksiniz...m.b.özel haber..

bir düş aramalı, görülmemiş..,



“Yepyeni fırçalar alınmalı çarşıdan,
insan eliyle germeli bezi tahtaya :
Herkes kendine görülmemiş
bir düş aramalı.”
Enis Batur-Ulak

günün en şıkları..,

çok şıksınız hanımlar gerçekten..,

18 Mart 2012 Pazar

Femen-Istanbul (sonunda)






aptal kadın soyunur...